NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
42 - (1530) حدثني
أبي الطاهر
أحمد بن عمرو
بن سرج.
أخبرنا ابن
وهب. حدثني
ابن جريج: أن
أبا الزبير
أخبره قال:
سمعت جابر بن
عبدالله يقول:
نهى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عن بيع
الصبرة من
التمر، لا
يعلم
مكيلتها،
بالكيل المسمى
من التمر.
[ش
(الصبرة)
الصبرة هي
الكومة. وهو
المجتمع من المكيل.
والمعنى نهى
عن بيع الكومة
من التمر المجهولة
القدر،
بالكيل
المعين القدر
من التمر].
{42}
Bana Ebu't-Tâhir Ahmed
b. Amr b. Şerh rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Velıb haber verdi. (Dediki):
Bana İbni Cüreyc rivayet etti. Ona da Ebu'z-Zübeyr haber vermiş. Demişki: Câbir
b. Abdillâh'ı şunu söylerken işittim :
«Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) kilesi bilinmeyen kuru hurma yığınını, ölçeği belli kuru
hurma ile satmaktan nehî buyurdu.»
(1530) - حدثنا
إسحاق بن
إبراهيم.
حدثنا روح بن
عبادة. حدثنا
ابن جريج.
أخبرني أبي
الزبير؛ أنه
سمع جابر بن
عبدالله يقول:
نهى رسول الله
صلى الله عليه
وسلم، بمثله.
غير أنه لم
يذكر: من
التمر. في آخر
الحديث.
{…}
Bize İshâk b. İbrahim
rivayet etti. (Dediki): Bize Ravh b. Ubâde rivayet etti. (Dediki): Bize İbni
Cüreyc rivayet etti. (Dediki): Bana Ebu'z-Zübeyr haber verdi. O da Câbir b.
Abdillâh'ı yukarıkî hadîste olduğu gibi:
«Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) nehî buyurdu...» derken işitmiş. Yalnız o, hadîsin sonundaki
«Kuru hurma» tâbirini zikretmemiştir.
İzah:
Subra: Yığın demektir.
Hadîs-i şerif miktarı belli olmayan hurmanın, miktarı malûm hurma ile
satılmasını sarahaten haram kılmaktadır. Ulemâ buradaki mumâseletin bilinmemesi
hakîkaten fazlalık mânâsında olduğunu söylemişlerdir. Zira hurma da ribeviyyât
denilen şeylerden biridir. Bunlar cinsi cinsine satıldıkları vakit birinin
diğerinden fazla olması caiz değildir. Birbirlerine müsâvî olmaları nass-ı
hadîsle beyan buyurulmuştur. Nitekim yeri gelince görülecektir. İki hurmadan
birinin miktarı bilinmeyince müsavat da tahakkuk edemez. Buğdayla buğdayın.
arpa ile arpanın ve diğer ribevî eşyanın cinsi cinsine satışları dahî hurma ile
hurmayı satmanın hükmü gibidir.